Gerekçelendirilmiş İnanç

 Bilgiye dair genel geçer bir tanımmış gibi kullanılan "gerekçelendirilmiş inanç".


İnanç nedir? İman nedir?


Düşünmek zamana bağlıdır değil mi? :)


Her daim "şimdi" ise, deneyimlemek şimdiki zamanın konusu, bunların "kalıcı" tutulduğu birikim olan tecrübe ise geçmiş zamanın konusu

ve tabii olarak inanç ise gelecek zamanın konusu olur.


İman ise geniş zamanın konusu "iddiasındadır".


Peki, bilgi için yaptığımız bu "geniş" tanımlama ne kadar doğru?

Mesela; data, info, veri bunlar için de bilgi tanımı yapılabilir mi, tabii ki olmamalı, değil mi?


"Bilmek" olarak kullandığımız fiilde bildiğimizi söylediğimiz "bilgi" bir data mı yoksa bir deneyim mi?


Örneğin, bir baba çocuğuna "sobaya dokunma, yanarsın" dedi, küçük çocuk babsına yeterince "güven"mediği için sobaya dokunur ve yanar!

başka bir çocuk güvenir ve sobaya hiç dokunmaz!


buradaki her iki çocuk da "sobanın yaktığı" bilgisine sahiptir !... 

ama hangi bilgi? iki bilgi de aynı mı ? 


"Knowledge" kelimesine karşılık gelen bilgilerin detaylarına bakarsak;


babasına güvenen çocuk, babası ile ilgili daha önceki "deneyimlerinden" elde ettiği kazanımlar olan "bilgi"ler ile "soba yakar" "data"sını doğru "kabul" etmiştir.

diğer yandan eli yanan çocuk bu "data"yı deneyimlemiş ve tecrübeye sahiptir yani "knowledge"a sahiptir.


Peki bi düşünün nasıl "deneyimleriz"?

Deneyimi elde ettiğimiz uyaran/duygu/sensörlerimiz neler?


En temel bilgilerimiz aslında verilerimiz (data), görsel veri, ses verisi, dokunma, tatma ve koku verileri.

Bu verileri göz, kulak, deri, burun ve dil sensörlerimiz ile toplarız.


Topladığımız tüm veriler "bilgi" mi olur? Hayır! Farkında olduğumuz veri yani "data", bilgi olur.

Dikkat ederseniz veri girişlerimiz herkesin bildiği gibi bu sensörler ile topladığımız ve farkındalığına sahip olduğumuz verilerden oluşur

Yani "deneyimlerimizden" ve bu hep "şimdi" gerçekleşir!


Şimdi bu deneyimlerimiz "veri havuzumuzda" (hafızamızda) artık knowledge olarak tutulur. Yani tecrübe, artık geçmiş zaman konusudur.


Peki hafızamıza olan "güvenimiz" (inancımız) nasıl gelişir?

Tabii olarak daha fazla deneyimleyerek, mevcut knowledge'ımızı (bilgimizi) sürekli güncelleriz ve hafızamızdaki bu "data"yı sürekli olarak deneyimlerimiz ile "test" ederiz. Bu testlerin sonucunda güvenimiz artar.


Ve örnğin "X data" ile ilgili deneyimlerimiz benzer/aynı sonuçlanmış ise bu "bilgi" gerçektir/doğrudur (yada yanlıştır) şeklinde gelişir ve hafızamızdaki bu data geliştikçe hafızamızdaki bu "data"ya çok güveniriz ve bunu knowledge olarak değerlendiririz.

Dolayısı ile hafızamıza bu "data" özelinde çok güveniriz-inanırız-imanEderiz!


peki tüm bu süreçlerin dışındaki bilgilere (verilere) knowledge diyebilir miyiz? elbette HAYIR!


Yukarıdaki süreçlerden geçenler bizim için "BİLİYORUM/I KNOW" dediğimiz knowledge.


yani inanç konusu çok fazla genellediği için aynı değildir.

Örneğin dini bir inanç ile hafızamıza olan inanç aynı değildir!


Deneyimlerimizden elde ettiğimiz tecrübelerden (geçmiş zaman) yola çıkarak yaptığımız çıkarımlar (şimdiki zaman) da yine "deneyim" katmanımızda değerlendirilir. Bu çıkarımlar ilgili veriler ile geleceğe yönelik sürekli yapılır. 


Şimdi çıkarımlarımızı eğer test edersek ve başarılı ise doğru, değilse yanlış şeklinde deneyimleriz.


Tüm bunlar bir döngü halinde devam eder.


Doğamız bu şekilde! 


Eğer ki verileri test etmeden sadece çıkarıma güvenerek doğru/yanlış kabul edersek bu knowledge olmayacaktır.

Malesef ki bu test edilmemiş/edilemeyen datayı knowledge gibi kabul etme gafletine de düşebiliriz!

işte "gerekçe",

Takii deneyimleyene kadar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hiçlikten oluşa, "olmayan"'ın oluşları

Sinir Ağı, Bilmek ve İnanmak üzerine

Hiçliğin Nöral Ağı